Temel araba kulanıyormuş. Yoldaki yazıları okumaya baslamış. "Yavaşla 80 km." Temel hızını 80'e ayarlamış. "Yavaşla 60 km" Temel hızını 60'e ayarlamış. "Yavaşla 40 km" Temel hızını 40'a ayarlamış. "Yavasla 20 km" Temel hızını 20'ye getirmiş. Bu arada da iyice sinirlenmiş. Daha sonra bir tabela daha görmuş. "Yavaşla kasabasına hoşgeldiniz". |
Yargıç Temele sormuş : Davacıya borcunu bir türlü ödemiyorsun neden ? Temel boynunu büker. Vereceğum vermesine de "Bana üc ay mühlet ver." diyorum vermiyor üc yıldır beni oyalıyor yargıç bey. |
Temel Trene binecek! Temel ve iki arkadaşı İstanbul'dan Trabzona'a gitmek üzere tren garına giderler. İlk Trabzon treni 1 saat sonradır, bileti alırlar.Ne yapalım bir saat diye düşünürken yemeğe gitmeye karar verirler. Yemekte sohbet, muhabbet saata bir bakarlarki 1 saati geçmiş. Hemen koşarlar tren garına ama tren gitmiş. Yine bilet alırlar 1 saat sonrasi için. Ne yapalım vakiti nasıl geçirelim derken kahveye giderler. Çaylar kahveler sohbetler uzar da uzar ve saate baktıklarında 1 saat olmasına 5 dakika vardır. Hemen koşarlar gara ama trene yetişemezler. Gişeye gidip sorarlar yine Trabzon'a gidicek tren varmı diye. Gişedeki adam ''Bakın bu son tren eğer bunuda kaçırırsanız Trabzon'a bugün dönemezsiniz'' demiş. Bileti almışlar yine sıkılmışlar ne yapalım ki derken pastaneye gitmeye karar vermişler. Pastalar, kekler, çörekler muhabbet derken saate bir bakmişlarki 1 saat olmak üzere hemen koşmuşlar gara.Tren yeni hareket ediyor, içlerinden biri uzun ilk vagonu yakalamış, diğeri orta boylu son vagonu tutmuş. Tren gitmiş, Temel oturmuş yere baslamış gülmeye. Gişe memuru yanına gelmiş.''Sen ne garip adamsın. 3 treni kaçırdın, arkadaşların gitti,sen kaldın, ağlayacağına gülüyorsun be adam.'' Temel :''Uy hemşerum onlar beni geçirmeye geldiydu ben ona güleyrum''demiş. |
Temel İngiltere'ye gitmişti. Arkadaşları Temel'e "-İngilizce bilmezdin İngiltere'de çok sıkıntı çektin mi" demişler. Temel: "-Hayır, sıkıntıyı asıl İncıluzlar çekti." |
Temel İngiltere'ye gidecekmiş. Arkadaşı Cemal İngilterede trafiğin soldan olduğunu ve bunu unutmasının Temel için oldukça tehlikeli olacağını söyleyip, dikkatli sürmesini ögütlediğinde, Temel: "Merak etme geçen gün Rize'den Samsun'a soldan gittimdi, bunun ne kadar tehlikeli olduğunu bilirim daa !!!" |
Temel askerdeyken, bölüğündeki bir asker devamlı Temel'e küfrediyormuş. Temel sonunda dayanamayıp gitmiş komutanına: Komtanım askerin biri anama küfür etti. Komutan birşey olmaz deyip başından savmış. Ertesi gün Temel yine gelmiş komutanın yanına: "Ya komtanım, babama küfür etti bu sefer. Komutan yine birşey olmaz deyip savarken Temel: Anam da babam da sensin burda komtanım.. deyince Komutan birden ayaga kalkmış: Cağırın şu pezevengi bana bakayım |
Yeni asker olan Temel'e komutanı sormuş: Savaşta siperdesin, sağ taraftan düşman askeri geldiğini gördün. Peki ne yaparsın? Temel heyecanla cevap vermiş: -Hemen çevirir silahımı üzerlerine ateş açarım komutanım. Komutan tekrar sormuş. -Peki, karşıdan geliyorsa? -Karşıya ateş açarım, komutanım. -Arkadan geliyorsa ? Temel dayanamamış; -"Komutanım, bu ordunun benden başka askeri yok mu?" demiş |
Temel dahiliyeciye gitmiş. Doktor ona neyinin olduğunu sormuş. -Öksurayrum, demiş Temel. -Ne zamanlar öksürüyorsun? -Tuvalette oturayurken kapıyu tıklattıkları zaman, demiş Temel |
Temel dar bir ayakkabı almış, sıkışa sıkışa gidiyormuş. Dursun bu durumu görünce: -Temel niye sıkışık ayakkabı aldın ? Temel bir sandalyeye oturup ayakkabılarını çıkarırken: -Dursun bileysun, kız evlendi ev aldi. Borç bağa kaldı, oğlan araba aldı. Onun borcu da bağa kaldı. Senun anlayacağın benim borcum gırtlağa dayandı. Ben da sıkışık ayakkabi aldım ki çıkarttığımda sanki borcum yokmuş gibi bir oh çekeyim. |
Temelle Dursun ormanda yürüyorlar.Bir ara Temel Dursuna sesleniyor : -Dursun ormanın güzelliğine bak. Dursun: -Ağaçlardan göremiyorumki. |
İkisi de fakir olan Temel ile Fadime evlenirler.Aralarında şöyle anlaşırlar
:
-Her icimizde aşk içun yaşiyacağuk.
Bir hafta sonra Temel evine geldiğinde Fadime'nin radyatörün üzerine
oturmuş olduğunu görür ve sorar :
-Ne yapayisun orada kariciğum? adime : -Akşam yemeğini ısıtıyirum sevgilum, der. |
Temel kırtasiye'ye girmiş, tezgahtara : -Pana pir roman lazum, demiş. Kırtasiye tezgahtarı sormuş : -Efendim ağır mı olsun hafif mi? Temel : -Farketmez, nasul olsa arabam dışarudadur. |
Dursun evinden çıktığında birde bakar ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor.Hemen gidip ipi ağaçtan çözer.Komşusunu ağaçtan indirdikten sonra merakla sorar : -Ha sen ne yapayudun öyle? -Hiç kendimi asaydum... -Ha uşağum, penum pildiğum insan poynundan asılayi. Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu Dursun'a baktıktan sonra cevap verir : -Ben de öyle yapmişudum.Ama ipu poynima pağladığum zaman bi türlü nefes alamayrum. |
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir.Amerikalılar anlatmaya başlar : -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk.Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. Sıra Türkiyeye gelir ve Temel başlar anlatmaya: -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık.Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır. |
Gazetede şöyle bir ilan çıkmış : "Bir müdür aranıyor.Yüksek tahsilli, İngilizce ve Fransızca bilen, askerliğini yapmış, 30 yaşından gün almamış, boyu 1.85'den yukarı ve bekar olması gerekir... Temel başvurmuş : -Ben demiş, yüksek tahsil şöyle dursun ilk mektebi bile zor biturdum.İnciluzce de Firansizca da bilmeyrum.Yaşım 45'den yukarı, boyum 1.67... -Eeee, demişler.Ne demek istiyorsun? Temel gayet ciddi : -Bu ilanı verduğunuz müdürlük işi var ya, ha bu iş için bana güvenmiyesunuz demeye geldim... |
Öğretmen Temele kafayı takmış.İlla sınıfta bırakacakmış çocuğu diye millet dedikodu yapmış.Öğretmende halkın önünde Temeli sınav yapmaya karar vermiş.Stadta millet toplanmış.Ve öğretmen megafonla Temele sormuş : -Yedi kere yedi kaçtır? -Kırk tokuz demiş, Temel. Bir saniye sonra staddakiler ayağa kalkıp hep bir ağızdan : -Pi sanş taha ver, pi sanş taha ver, diye bağırmışlar. |
Temel evlenmiş.Kızın babasının evine ziyarete gitmişler.Gece Fadime sevişmek istememiş. -Neden kaçaysun, diye sormuş Temel. -Ha pura pabamın evii, demiş Fadime. -Purası pabanın evi de, pizim ev çerhane midur? |
Temel bir gün hakimin karşısına çıkartılır. Hakim Temel'e sorar : -Evladim senin adın ne bakim? Temel : -Adım "Temel", fakat "Z" si yok. Hakim biran düşünür ve Temel'e dönerek der : -Evladım, "Temel"de "Z" yok ki! Temel hemen cevabı yapıştırır : -Eeeee, biz ne deduk hakim bey? |
Askeri hastanede yatan Temel ve arkadaşlarının aletleri kopmuş.Sebebini soranlara Temel anlatıyor : -El pombasu talimu yapayuduk, pimi çektuktan sonra ona kadar sayup atmamuz emredildi, piz de parmaklarumuzla saymaya paşladuk, pir, içi, uç, tört, peş, öpür ele geçmek için pompalaru apuş arasına koyalum tedük, alti, yeti, seçiz, tokuz...Bummm!! |
Eve geç saatte zilzurna sarhoş gelen Temel, yatmadan önce tuvalete gider.Daha sonra yatak odasının ışığını yakar kapıya dayanır.Gözleri kamaşarak uyanan Fadime'ye : -Ula kari der, sana helal olsun.Sen Trabizon'un en iyi karisusun. İltifata alışık olmayan Fadime : -Ne oldi herif nereden icabetti bu laflar? -Daha ne olsun.Biraz önce tuvalete su dökmeye gittum.Tuvaletin kapisuni ne güzel yaptirmişsun öyle, kapiyi açunca elekturuk kendiluğundan yanayi, deyince, Fadime yataktan fırlar ; -Ula herif sen buzdolabuna işedun ya! |
Sabahın erken saatinde avdan dönen Temel, kayığını kıyıya çektikten sonra balıkçı kahvesine doğru yürür. Kahvedekiler yalnızca sağ ayağı dizine kadar ıslak olan Temel'e sorarlar: -Ula, balık vuriy mi? Temel : -Yok yahu ne gezer. -Madem baluk vurmayi ayağın niye dizine kadar islandi. Temel küçümseyerek yanıtlar : -Uşağum, haçan denizde sigara içeyrim.İzmariti suya atınca basıpta söndirmeyecek miyum oni? |
Temel kolej sınavına hazırlanan oğluna yardım ederken sormuş : -Su kaç terecede kaynayi? -Toksan terece, deyince -Pilemedun, demiş, toksan terecede dik açı kaynayi! |
Temel hastalanmıştı.Doktora gitti.Doktor Temelin tedavisinin hergün parmaklanmak olduğunu söyledi.Temel bunu kimseye anlatamayacak kadar utandığı için mecburen hergün doktora gidip orada tedavi oluyordu.Bir gün doktoru yerinde bulamayınca eve gidip durumu utana sıkıla karısına anlattı. Karısı Doktoru taklit ederek ona tedaviyi yapabileceğini söyleyince Temel tedaviyi tarif etmeye başladı : -Karıcığım sol elini sol omzuma koy. -Tamam. -Sağ elinide sağ omzu...????!!!! Temelin jeton duştü : -Uyyyy Doktor yedum senu.... |
Temel olimpiyat oyunları 100 metre finalinde doping yapmış.Anlaşılmasın diye sonuncu olmuş. |
Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor birgün bir Amerikalıyı alıyor başlıyolar gezmeye...Amerikalı bir saray görüyor. -Bu ne kadar zamanda yapılmış, diyor. Temel : -5 yılda, diye cevap veriyor... Amerikalı : -Yazık bizde olsa 1 yılrda yapılırdı. Biraz sonra bir cami göruyor. -Bu ne kadar zamanda yapılmış, diye soruyor... Temel : -2 yıl, diye cevap veriyor. Amerikalı : -Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi, diyor. Temel uyuz oluyor duruma... Biraz sonra bi tarihi yapı daha göruyolar..gene soruyor Amerikalı... Temel : -2 ay, diyor. Amerikalı yine : -Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi, diyor. Temel iyice kıllanıyor.Tam o sırada Boğaz Köprüsü'nün altına geliyorlar... Amerikalı yukarıyı göstererek : -Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diyor. Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp : -Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu yaa... |
Temel önde, Fadime arkada çarşıya inmektedirler.Fadime sırtındaki sepet bir yana Temel'in ceketi ve şapkasınıda elinde taşımaktadır.Onların bu halini gören okumuş biri sorar : -Bu vaziyetinden utanmıyor musun?Sen önde hanımın arkada?... Temel yanıtlar: -Hemşerum niye utanacağumişim?Her paşarili erkeğun arkasinda bir kari vardur demeyi misiniz siz?Pen başarili bir erkeğum. |
Temel'in üç oğlu varmış.Onlara fındık getirmiş. -Yiyin finduklari da pipiniz büyüsün, demiş. -Temel, piraz da sen ye, demiş karısı Fadime. |
Ufak bir suçtan hapse düşen Temel'in koğuş arkadaşı sık sık rahatsızlanmakta haftada bir doktora gitmektedir. Adamın doktordan her gelişinde bir uzvu kesilmektedir.Bir gün bacağı, sonra kolu, eli... Son gelişinde Temel koğuş arkadaşının kulağına eğilir manalı bir gülümseyişle : -Uy! hemşerum sanmaki anlamayirum.Bağa öyle geliyi ki galiba sen kisim kisim firar edeysun... |
Temelle Dursun kamyona 6 metre yüksekliğinde eşya yüklemişler, İstanbula götürüyorlar.Giderken 100 metre ileride bir köprü gözlerine çarpmış.Köprü yüksekliği 4.50 m. yazıyor.Köpruye 15 metre kala yavaşlamışlar, etrafa şoyle bir bakındıktan sonra Dursun Temel'e : -Gazla uşağum, etrafta polis yoktur. |
Temelle Dursun ormanda yürüyorlar, birara Temel Dursuna sesleniyor : -Dursun ormanın güzelliğine bak. Dursun: -Ağaçlardan göremiyorum ki. |
Bir Fransız Vampir Yarasa, bir İngiliz Vampir Yarasa ve bizim Temel Vampir Yarasanın bir gece, canı muthiş derecede sıkılmış.Düşünmüşler ve kan içme yarışması yapmaya karar vermişler.Önce Fransız Vampir Yarasa havalanmış pırrrr diye...15-20 dakika sonra geri dönmüş bizim avcı.Döndügünde ağzı ve dişleri kan içindeymiş. Diğerleri merakla sormuşlar : -Ne oldu ya?.. Anlatsana bizimki hiiiç, demiş pişkin pişkin. -Hani şu ilerde bir köy var ya. -Eeee. -Hani orada bir eşek var ya, işte bütün kanını içtim onun!!! -Vovvvv, demiş diğerleri, büyüksün valla,.... Biraz sonra İngiliz Vampir Yarasa havalanmış yalpalayarak yarım saat sonra geri dönmüş.Geri döndüğünde yüzü kan içindeymiş...Diğer ikisi hemen sormuslar : -Eee baba, anlat bakalım sen ne yaptın... Başlamış bizimki : -Hani ilerde bi köy varya, hani orada bir eşek leşi var ya. -Eeee. -Hani orada büyük bir Çınar var ya, hah...Evet evet işte orada iki inek vardı, içtim ikisinin kanını... Diğer iki yarasa hayretler içerisinde bakakalmışlar,. -Uff be, demişler.Senin üstüne Yarasa cıkmaz bu alemde... Sıra bizim Temel Vamir Yarasaya gelmiş....Pırrr...1 saat 2 saat yok bizimki, derken sabaha karşı çıkagelmiş... Yalpalaya yalpalaya, zarzor iniş takımlarıyla tutunmuş diğer iki vampirin yanına geldiğinde yüzü gözü, eli ayağı kan içindeymiş...Diğer iki yarasa hemen atlamışlar : -Ne oldu? Anlatmış bizimki : -Hani ilerde bi köy var ya, hani orada bir eşek leşi var ya. -Eeee, demiş diğerleri merakla. -Hani orada büyük bir Çınar varya, o Çınarın altında iki inek leşi var ya... -Eeee...???? -Hani leşlerin yanında büyük bir kaya var ya... -Evet??? -Görmedim....Görmedim anasını satımmmm.... |
Temel'e hangisini seçersin diye sormuşlar. -Güzellik mi, aptallık mı? -Aptallık, demiş Temel, guzelluk geçicidur daa. |
Karadeniz'de iddialı bir maç vardı.Rizeli imamlarla, Trabzonlu imamların maçı...Ama Trabzonlu imamlar zayıftı.Yenilmemek için ne yapacaklarını düşünürken Temel onlara akıl verdi : -Alın, Hami'yi oynatın. -Yahu hiç olur mu? -Olur, olur...Hami hoca diye yutturursunuz? Neyse, maç oynandı ve Trabzonlu imamlar üzgün bir vaziyette geri döndüler.Temel merakla sordu : -Ne yaptınız yahu?Hami'yi yutturamadınız mı? -Yoo...Yutturduk.Hem çok da iyi oynadı.2-1 yenildik, tek golümüzüde Hami hoca attı. -Eeee, nasıl yenildiniz? -Hiç sorma Temel...Rize'de bir Van Basten hocayla , bir de Gullit hoca vardı ki, bütün takıma yetti. |
Temel makinist olmuş.Birgün rayda giderken tren yolu üzerine bir çocuk çıkar.Temel düdüğe olanca gücüyle asılır ama çocuk kılını bile kıpırdatmaz. Tren çocuğa gittikçe yaklaşır.Temel kendi kendine düşünür : -Acaba çocuğu mu öldürsem, yoksa treni raydan çıkartıp 400 yolcuyu mu öldursem... Bu sorunun içinden çıkamaz.Ve yolculara sormak üzere arkaya doğru gider. Yolculara sorar.Tabi ki yolcular canlarının kıymetini bilmektedir ve Temel'in çocuğu öldürmesini isterler. Olanlar olur. Ertesi gün gazetelerde : -Tren kazasında 401 ölü!!! şans eseri Temel kurtulmuştur. Ve Temel'i mahkemeye çıkarırlar. Hakim sorar : B>-Temel olay nasıl oldu, anlat! Temel başı önde cevap verir : -Hakim bey, herşey çocuğun tarlaya doğru kaçmasıyla başladı... |
Temel arkadaşlarıyla çukur açıyormuş, bir grup da çukurları kapatıyormuş.Ne yaptıklarını soranlara Temel şöyle cevap veriyormuş : -Bir grup daha vardı, onlar da fidan dikiyordu, bugün celmedular, piz de pizim işler ceri kalmasun diye çalışayruz. |
Temel ile Dursun parasız kalmışlar.İş ilanlarına bakıp yapabilecekleri bir iş aramaya başlamışlar.Bir ilanda Bir kızılderili kafa derisi getirene 100$ yazdığını görür görmez Amerika'ya gidip kızIıderili aramaya başlamışlar. Günler boyunca çölleri, dağları araştırmışlar ama nafile, hiçbir kızIıderiliye rastlayamamışlar. Sonunda yorgunluktan baygın düşüp bir yerde uyuya kalmışlar.Temel sabaha karşı uyandığında çevrelerinde savaş boyaları sürünmüş yüzlerce kızılderiliyi görünce Dursun'u dürtüp: -Lan, Dursun! Kalk, kalk! Paranın mına koyduk! |
Küçük Rıza okuldan dönmüştü.Babası Temel'e anlattı: -Baba bilirmisin, yer çekimi kanunu olmasa şimdi hepimiz havada uçacaktık? -Vay anasını, dedi Temel.... Peki ne zaman kabul edilmiş bu kanun? |
Temel dahiliyeciye gitmiş.Doktor ona neyinin olduğunu sormuş. -Oksurayrum, demiş Temel. -Ne zamanlar oksuruyorsun? -Tuvalette oturayurken kapıyu tıklattıkları zaman, demiş Temel. |
Temel, İdris ve Dursun fizik dersindeler..hoca sözlü yapmak için Dursun'u kaldırmış : -Kalk bakalım Dursun, sıcak bir günde arabanla gidiyorsun, sıcak arttı ne yaparsın? demiş... Dursun da : -Camı açarım hocam, demiş. Hoca atlamış: -Hah işte o camdan giren rüzğarın ivmesi nedir? Dursun duvar tabi almış sıfırını oturmuş... Temel fizikçinin lazlara kıl olduğunu bildiğinden korkmakta... Hoca bu sefer : -Kalk bakalım İdris, deyince Temel iyice korkar. -Söyle bakalım İdris sıcak bir gün ve arabanla gidiyorsun.Sıcak arttı ne yaparsın? -Ceketimi çıkarırım hocam. -Daha sıcak? -Camı açarım. -Hah camdan giren rüzğarın ivmesi ne? Cevap yok tabi....-Temel kalk bakalım sıcak bir gün ve arabanla gidiyorsun...sıcak arttı ne yaparsın? -Ceketimi cıkartırım. -Daha sıcak oldu? -Gömleğimi çıkartırım. -Daha sıcak? -Pantolonumu çıkarırım. -Daha sıcak? -Atletimi. -Daha sıcak?-Donumu...-Çok sıcak? -Hocam kavrulacağımı bilsem açmam o camı!!! |
Temel ile Dursun iddialaşıyorlarmış.Temel : -Ben denize 25 m'den dalabilirim, demiş. Dursun hemen mudahale edip : -Yok yapamazsın, demiş.Neyse Temel çıkmış 25 m'lik bi yere, atlamış ve dalıp çıkmış. Bu sefer Dursun iddiayı daha ileri götürerek: -Ulan ben de 30 m'den dalarım, demiş.Tabii bu sefer de Temel itiraz etmiş: -Hayır, yapamazsın. Neyse Dursun da çıkıp dalışını başarıyla tamamlamış. Bu sefer Temel : -Ulan ben de 20 cm suya 3.5 m'den dalmazsam..., demiş.Dursun'dan yine itirazlar : -Yok yapaman. vs. Neyse Temel çıkıp dalışı bi güzel becermiş.Bu sefer Dursun kıllanmış: -Lam ben de 20 cm suya 4 m'den dalarım.Tabii Temel'den hemen muhalefet. Amma velakin Dursun da dalışı başarı ile tamamlıyor.İyice fitil olan Temel : -Ulan ıslak havluya 2.5 m'den dalayım da gör!, diyor. Tabii Dursun itiraz ediyor. Sonunda Temel : -Getirin bakiim havluyu!, diyor.Arkadaşları getiriyor.Temel çıkıyor 2.5 m yükseklige ve atlıyor.... -GÜÜÜÜM! çakıIıyor aynen: -Lam kim sıktı bu havlunun suyunuu?!!... |
Temel Dursun`a sordu. -Yahu Dursun aristo mantığı nedir.Dursun nasıl anlatacağını düşündükten sonra : -Bak Temel... -Efendim. -Senin akvaryumun varmı? -Var. -Akvaryumunu severmisin? -Evet-O zaman balıklarıda seversin? -Evet.-O zaman denizi de seversin?-Evet.-O zaman plajı da seversin? -Evet.-O zaman plajdaki kızlarıda seversin?-Evet.-O zaman o kızlarla yatmayı da istersin? -Evet.Dursun : -İşte aristo mantığı budur Temel`ciğim. Bu olay Temelin kafasına yer etti.Yolda rastladığı birini çevirip sordu: -Kardeş senin akvaryumun var mı? Adam :-Hayır birader. Temel : -Ulan sen ipnemisun? |
Temel bir maskeli balonun yarışmasında kompozisyonuyla birinci gelmiş.Çırılçıplak, kafasında gaz maskesi, elinde bir demet çiçek ve orasında sallanan bir prezervatif.Jüriye göre, çıplaklık fakirliği; gaz maskesi hava kirliliğini; prezervatif bedensel kirliliği simgeliyormuş.Bir demet çiçek ise doğayı.Hayır, diye itiraz etmiş Temel. -Punu temek istememiştum.Kaput kullanmak, çiçeği gaz maskesiyle koklamaya penzer temek istemiştum. |
Temel'in arkadaşı çok hastaymış.Günleri sayılı deniyormuş.Git ona biraz moral ver, senin en iyi arkadaşındı, demişler.Gitmiş : -Korkma, zaten herkes ölecek, demiş. |
Temel evleneceğini açıklamış, kiminle diye sormuşlar.Söylemiş.İyi araştırdın mı, sorup soruşturdun mu, evlilik ciddi iştir, demişler. -Valla, demiş, mahallesindeki telikanlılara sordum, taş gibikizdur, muamelesi çok iyidir, dediler. |
Temel birgün berbere gitmiş, kulağında volkmeni.Oturmuş berber koltuğuna demiş : -Biraz kısaltın. Berber : -Tamam yalnız şu kulaklıkları çıkar, demiş. Bizim Temel demiş : -Olmaz, çıkarırsam ölürüm. Berber "peki" anlamında başını sallamış, enselerden kısaltmaya başlamış.Kulaklara yaklaşmış, makas kulaklığa takılmış. Demiş : -Birader az çıkar su kulaklıkları, makas takılıyor. Temel : -Yok, çıkarırsam ölürüm, demiş. Neyse berber devam etmiş traşa, makas tekrar takılmış, berber Temel'i bir kez daha ikaz etmiş, ama Temel yine : -Yok arkadaş çıkarırsam ölürum, demiş. Berber iyice kızmış ama napsın müşteri nihayetinde, devam etmiş traşa.Fakat makas tekrar takılınca dayanamayıp çıkarmış kulaklıkları. Temel birden yere yığılmış, can çekişiyormuş.Berber korkmuş, bir o kadar da meraklanmış. Eğilip yerden kulaklıkları almış, kulağına götürmüş : -Nefes al, nefes ver, nefes al, nefes ver... |
Temel Avustralyaya Devekuşu avlamaya seyahate çıkıyor.Orada malzemelerini
hazırlayıp maceraya atılıyor.
Bir virajı dönünce bakıyor 10-15 tane devekuşu, hemen arabayı durduruyor silahını doğrultuyor; devekuşları silahı görünce ürkerek kafalarını kuma gömuyorlar.Yani kendi akıllarınca saklanıyorlar. Temel etrafa bakiyor ve kendi kendine sinirli sinirli soruyor : -Ulan nereye gitti bu hayvanlar? |
Veteriner köye gelmiş, hayvanlarda bir hastalık olup olmadığına bakıyordu...Sıra Temel'in ahırına geldiğinde hayvanların bazılarının bağlı ve tahta bacaklı olduğunu görünce şaşırıp sorar : -Bunlar neden tahta bacaklıdır? -Onlar mı? der Temel kekeleyerek.Canımız paça istediğinde bütün hayvanı kesmeyruk ya... |
Karadenizliler doğuda ruslarla sıcak savaştalar. Her biri belinden el bombasını çekip rus askerlerinin olduğu tarafa atıyor. Ruslar da bombaların pimini çekip geri atıyorlar. |
Temel Eczacılık Fakültesini bitirmiş, fakat Eczane açacak parası yok.Girmiş bir Eczaneye :-Beyefendi sizde soğan var mı? Adam Temel'i başından savmış.Temel bu durur mu? Hergün yeni saçma sorularla geliyormuş.Birgün Eczacı Temel'e: -Kardeşim senin derdin ne? demiş. -Burayı bana sat. Eczacı kurtulmak için eczaneyi satmış, birkaç gün sonra Eczaneyi satan adam içeri girmiş, Temel'e: -Sizde soğan varmı? demiş... Temel adama: "Bizde soğan var ama senin reçeten var mı?"demiş.... |