Doktor Fıkraları

Bak Hele

Doktor, hastasını uyarmış : -Bakın, sonra söylemediydi demeyin, bu uyku haplarına devam edecek olursanız, sizde alışkanlık yaratır. Hasta bilgiç bilgiç gülümsemiş : -Sen ne diyorsun Doktor Bey! Ben bu hapları evelallah yirmi yıldır alırım, hiçbir alışkanlık yaptığını görmedim daha!

Et Suyu

Doktor adamı iyice muayene ettikten sonra karısına döndü. Üzüntülü bir sesle : -Sakin olun.Kocanız hasta. Bir hafta ya yaşar, ya yaşamaz. Ertesi hafta geldiğinde durum değişmemişti. Tekrarladı doktor : -Bir haftalık ömrü var sakin olun. Daha ertesi hafta geldiğinde hasta bayağı düzelmişti. Karısı da birşey içiriyordu adama. Doktor sorunca, kadın eşine içirdiği şeyin et suyu olduğunu söyledi.Hergün kocası iki tabak et suyu içerdi.Bunun üzerine doktor patladı : -Hanım, hanım.. Buna hergün iki tabak et suyu verirsen tabiki gebermez bu herif!

Göz Doktorunda

Doktor şaşırmıştı : -Doğrusu gözlerinizdeki bozukluğu bir türlü anlayamadım.Tam yirmi beş yıllık göz hekimi olduğum halde, böyle bir olayla ilk kez karşılaşıyorum.Gözlerinizin biri soldan sağa bakıyor, öteki yukarıdan aşağı... -Şey, doktor...Ben biraz bulmaca meraklısıyımdır da...

Hangisi Daha Açıkgöz

Çok akıllı geçinirdi.Kapısında "ikinci kez gelen hastalardan yarım ücret alınır"yazılı doktora girdi.Gülerek : -Bakın doktorcuğum, yine ben geldim, hatırladınız mı beni?dedi. Doktor da güldü : -Tabii, hatırlamaz olur muyum? -Eeee? Muayene etmeyecek misiniz?İlaç vermeyecek misiniz? -Hayır gerekmez...Geçen gelişinizde verdiğim ilaca devam edin...

İki Vakte Kadar

Eski deyimle basur (yeni ve bilimsel söylenişiyle hemoroit) çekenler bilir, çok ıstırap veren bir hastalıktır. Adamcağız da hemoroitten öyle çekmiş ki...Derken biri Kahve telvesi sür deyince, bir yerlerden kahve bulmuş.Bol bol koyup pişirmiş.Sonra da avuçladığı gibi sürmüş.Sürmüş ama...Ağlaya sızlaya doktora koşmuş. Soyunmuş, eğilmiş.Doktor da eğilmiş, bakarken...Hasta sormuş : -Ne var doktorcuğum?Ne gördün? -Vallahi iki vakte kadar bir yol görünüyor.Birde uzun boylu birinden toplu para alacaksınız.Haaa Bir de mektup var.

Kadın Budalası Hasta Genç

Psikolog karşısındaki sinir hastası bir genci teste tabi tutmaktadır.Kağıt üstüne bir dikörtgen çizip : -Bu size neyi hatırlatıyor?diye sorar. Hasta : -İçinde kadın bulunan bir yatağı, diye cevap verir.Arkasından psikolog kağıda büyükçe bir kare çizer.Hasta, bu kez : B>-İçi kadın dolu bir oda, der. Derken, çok büyük bir dikdörtgen çizdiğinde, hasta bu sefer de : -Bu da içi kadın dolu bir ev, deyince, psikolog dayanamaz : -Tamam beyefendi, der.Siz bir kadın budalasısınız. Ama psikolog daha lafını bitirmeden, hasta bağırır : -Ne, ben mi?Aslında sen kadın budalasısın be.Sabahtah beri bana terbiyesiz resimler çiziyorsun...

Karar

Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın : -Ah doktorcuğum, dedi.Bu dişi çektirmektense, çocuk doğurmayı tercih ederim. Doktor : -Öyleyse koltuğun ayarını yapmadan önce kararınızı verin.

Salgın

Bey, telefonu açıp seslendi : -Alo...Doktor Bey, bizim oğlan kızamık. -Biliyorum, dedi doktor, dün sizin eve girip gerekli şeyleri söyledim, kendisini kimseyle temas ettirmeyin ve.. -Ama doktor bey, oğlan hizmetçiyi öpmüş bir kere... -Ya bu fena işte...Öyleyse hizmetçiyi de karantinaya almalı. -Doktor bey, bir şey daha var, sonra hizmetçiyi bende öptüm... -O... İşler çatallaştı, hastalık herhalde size de bulaşmış olmalı. -Ya..sonra ben karımı öptüm... -Ne diyorsun?Öyleyse ben de kızamık olacağım demek...

Sevinç

Seksoloji profösörü, konuşmasının sonunu şöyle bağladı : -Gördüğünüz gibi, insanların duydukları cinsel istek herkeste aynı şiddette ve aynı zamanlarda olmuyor.Örneğin kimi kişiler bu isteği her gün duyuyorlar.İçinizde bu durumda olanlar elini kaldırsın lütfen. Hemen hemen salonun yarısı elini kaldırdı. -Güzel, dedi profesör.Görüyorum ki çoğunluk bu gruptan.Bazıları ise gün aşırı cinsel birleşme isteği duyarlar. Yine epeyce el havaya kalktı. -Bazıları, artık iyice yaşlanmış olanlarımız ayda bir cinsel istek duyarlar... Sekiz el kalktı havaya. -Artık bu isteğin bitmek üzere olduğunu duyanlar senede bir heyecanlanırlar, diye devam etti sözlerine profesör...Ama nedir bu haliniz, telaşınız kuzum?... El sallayan adam, gözlerinin içi sevinçten gülerek seslendi : -Bugün, bugün!...

Siz De Söyleyin

Adam doktora gidip muayene olmuş...Kalbini ciğerini iyice bir gözden geçirtmiş.Doktor : -Fevkalade, demiş. -Bu yaşta bu kadar sağlam vücut az görülür!Çok iyisiniz... Adam doktorun kulağına eğilmiş, bir şeyler fısıldamış, doktor şaşırmış : -Daha ne istiyorsunuz beyefendi, bu yaşta ... dam boynunu bükmüş : -Ama doktor bey, arkadaşlarım haftada iki, üç diyorlar. Doktor gülmüş : -Siz de söyleyin efendim, siz de söyleyin.Söylemenize engel bir durum yok!

Sütü Olmaz Mı ?

Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür.Bebeğe bakan doktor : -Bu çocuk iyi gıda almıyor, der ve kadına dönerek ; -Lütfen soyununuz, diye rica eder. Soyunan kadının, göğüslerini iyice kontrol ettikten sonra doktor : -Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi der, sizin hiç sütünüz yok. Kadın : -Tabii olamaz doktor bey, der.Ben çocuğun teyzesiyim...

Tahlil

Doktor telefonda yakaladığı hastasına : -Tahliller belli oldu, demiş.Sana bir kötü, bir daha kötü haberim var. -Nedir kötü haber? -Maalesef bir günlük ömrünüz kaldı. -Peki daha kötü haber nedir? -Size 24 saattir ulaşmaya çalışıyorum, ancak buldum...

Tam Adamına Gelmiş

-Ayağınızdaki nasırı tedavi ettirmek için bana gelmekte isabet buyurmuşsunuz beyefendi.İnanın bana, hiçbir doktor nasır konusunu benden daha iyi bilemez.Nasır denen mereti tam yirmi yıldır çekiyorum!..

Üç Gün Mü Desem

Adam hemoroid'den dertliymiş. Arkadaşları kahve telvesi sürerse iyi geleceğini söylemişler. Oda öyle yapmış. Ama acısı dinmeyince doğru doktora koşmuş. Doktor : -Eğilin bakalım kontrol edelim demiş... Adam eğilmiş, doktordan bir takım sesler gelmiş : -Hımmmm, cık... cık... cık... Allah allah, öffffff. Hasta meraklanmış : -Aman doktor, fena galiba, ne görüyorsun? -Valla yavrum sana yol gözüküyor, ama üç gündemi, üç ayda mı desem.

Fıkralar

Eğlence Dünyası