İki Laz sinek avına çıkmışlar.Dolaşıp ararlarken, birinin alnına bir sinek gelip konmuş.Laz usulca arkadaşına alnındaki sineği göstermiş.Arkasından da Laz hemen namluyu doğrultup ateş etmiş; sineği de, arkadaşını da vurmuş : -Bir sizden, bir bizden citti, diye söylenmiş. |
İki avcı arkadaş yaban ördeği avına çıkmışlardı.Ördeklerin yanına rahatça ürkütmeden varabilmek için bir İnek postuna bürünmeye karar verdiler. İki arkadaştan sadece İneğin ayakları tarafında yürüyenin tüfeği vardı.Etrafı gözleyerek yavaş yavaş ilerliyorlardı. Bir ara arkadaki heyecanla seslendi : -Çabuk tüfeği bana ver, çabuk! Öbürü şaşkınlıkla sordu : -Ne o, sürü arkada mı yoksa? Beriki sabırsızlıkla : -Ne sürüsü yahu! dedi.Arkadan bir boğa dörtnala üstümüze geliyor. |
Yüzme Hocası kızgın bir şekilde genç adama yaklaştı : -Derhal çıkıp gidin buradan.Suya çiş yaptığınızı gördüm! -Ama bu işi ilk ya da tek yapan ben değilim herhalde? -Haklı olabilirsin, ama ötekiler hiç değilse suyun içinde yapıyorlar.Sizin gibi tramplen tahtasının üzerinde değil. |
Boks maçı hayli heyecanlı geçiyordu.İki boksör ringde kıyısıya dövüşüyorlardı.Ama birinin durumu pek kötüydü. Gözkapakları kapanmış, yüzü gözü kan içinde kalmıştı, yumrukları havayı dövüyor, bir teki bile rakibine değmiyordu. Raund arasında menejerine sordu : -Maçı alma şansım va mı? Menejeri bir yandan terini kurularken : -Elbette var, diye cevap verdi.Sen havayı dövmeye devam et. Böylelikle herifi zatüreden öldürbilirsin...! |
Bir misyoner, bozkırın ortasında, sevimsiz bir Aslanla burun buruna gelir : -Oh Tanrım, diye haykırır adam.Şu hayvana Hıristiyanca duygular ihsan eyle. -Tanrım, der Aslan.Alacağım şu besini kutsayın! |
Yamyam baba-oğul balta girmemiş ormanda dolaşırken nehirde yıkanan genç bir kadın gördüler. Oğul sordu : -Ne dersin baba, yiyelim mi onu? Baba bir an düşündükten sonra : -Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni yeriz! dedi. |
Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş : -Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı?Çifteyi doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya.Fakat Ayı peşimde!Benden hızlı koşuyor.Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim.O kadar yaklaşmıştı.Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü...Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım.Ama Ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti.Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak.Allahtan tam o sırada yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü.Talih bana gülüyor!Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre kadar açtım.Tanrı sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti.Yine nefesi ensemde...şansa bakın...Ayının tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi? Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış : -Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!...Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim. Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış : -Lafı karıştırma yahu!Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun? |